Her yıl olduğu gibi, 10 Kasım’da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için milyonlarca insan aynı duygu ve saygı ile bir araya geldi. Saat 09:05’te hayat bir anlığına durdu, sirenlerin sesi ülkenin dört bir yanında yankılandı. Türkiye, bir ulusun dirilişine ve bağımsızlık mücadelesine liderlik eden bu büyük devlet adamını minnetle anıyor.

Bu anlamlı günde, Atatürk’le birebir tanışma şansına sahip olan ve onun mirasına yakından tanık olan az sayıda insandan biri olan emekli öğretmen Ayşe Hanım’ın bir anısını paylaşmak istiyoruz. Ayşe Hanım, 1938’de henüz küçük bir çocukken babası ile Ankara’ya gitmiş. Anlatıyor:

“Babam beni elinden tuttuğu gibi Anıtkabir’in o dönemki haline götürmüştü. Daha Anıtkabir inşa edilmemişti tabii; herkes Atatürk’ün sağlığı hakkında endişeliydi. Ankara’da dolaşırken Atatürk’ü uzaktan gördüğümde, beyaz giysiler içindeydi ve ona hayranlıkla bakakaldığımı hatırlıyorum. Babam, Atatürk’ün bize verdiği değeri, vatanı için yaptıklarını anlatıyordu. O anı hiç unutmuyorum; büyüyünce ülkem için çalışmam gerektiğini anladım.”

Bu tür hikayeler, Atatürk’ün Türk halkı için ne kadar derin ve kalıcı bir iz bıraktığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bugün, yalnızca bir lidere değil; aynı zamanda bir fikir adamına, bir öğretmene ve halkının sevgisini kazanmış bir yurtsevere duyulan saygının ifadesi. Atatürk’ün mirası, yalnızca tarih kitaplarında değil, her bir Türk vatandaşının gönlünde yaşamaya devam ediyor.

10 Kasım, bu mirası hatırlamak ve gelecek nesillere aktarmak için bir fırsat. Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirilen anma etkinlikleri ile genç nesiller, Atatürk’ün bizlere armağan ettiği bağımsızlık ve özgürlük değerlerini yeniden hatırlıyor, onun izinden gitme arzusuyla doluyor.

Open chat
Haber Ödemiş Hattına Hoşgeldiniz.. Lütfen iletinizi yazınız !