Geçtiğimiz pazar günü iki farklı yerde iki kongreye şahitlik ettim..
İlk olarak davetli olmamama rağmen bir delege kardeşimin vasıtasıyla CHP İlçe Başkanlığı’nın kongresine geldim. İlk gözüme çarpan giriş noktasında serseri mayın gibi dolaşan parti üyeleri oldu. Her gelen şöyle bir etrafına bakıp acaba hangi tanıdık bir masaya ilişsem de ayakta kalmaktan kurtulsam telaşında kendine yer arıyordu. İçeride bulunan birçok kimseyi tanımama rağmen doğru dürüst selamlaşan bir insan dahi göremedim. Yani ortam tıpkı salonda full çalışan klimalar gibi soğuk ve samimiyetsizdi. Halbuki bir parti kongresinde ne olur..? Siyasetin ve birlikteliğin heyecanı ve coşkusu delegelerin hareketlerine yansır.
Ama nerdeee..!! Bu durum kürsüye çıkan vekilden tutun da eski yöneticilerin ağzından çıkan sözlerle çok net özetleniyordu.
Örneğin; Eski CHP li vekil Tacettin Bayır..; ”Ey sevgili delege kardeşlerim sizi merkez yönetim amele yerine koyuyor”
Diğer örnek; Bu sefer yine eski İzmir vekili Bedri Sertel..; ” Kontenjan vekilleri yüzünden listeye giremedim.. Hakkım vekillikti”
Diğer bir örnek de nabza göre şerbeti sunmayı iyi bilen, Başkan Mehmet Eriş’e ait. Kürsüden birlik ve beraberlik naraları atan Eriş’in bombası ben bu satırları yazarken patladı. 400 delegenin bulunduğu CHP teşkilatında sadece 215 kişi oy kullanırken İl Delegeliği konusunda listede bulunan Mehmet Eriş isminin üzerini çizenlere Başkanın ”Çizenlerin değeri çizikler kadar yok” demesi mevcut parti içi siyasetin özeti gibi oldu. Diğer yandan kürsüye ilk olarak kendisinin çıkmasına rağmen bir grup partilinin hakaretler savurarak salonu terk etmesi yerel seçimler öncesi CHP Ödemiş’in nasıl bir travma yaşadığını açıkça belli etti.
Gelelim aynı gün düzenlenen MHP Olağan Kongresine..
Bu kongreye özellikle davet edildiğim gibi girişte mevcut yönetim kurulu üyelerinin hoşgeldiniz serenatı içerde yaşanacak samimiyetin tam bir yansımasıydı. 40 derecelik bir sıcak ortamda dahi birbiriyle sarılan ve tokalaşan üyeler ve delegeler.. Masanıza kuru pasta, çay ikramı yetiştiren garsonlar.. İçeriye kim girdiyse yol gösteren partililer.. Yani sıkılmadığım siyasi bir atmosfer.
Kürsüye çıkıp onu bunu eleştirmek yerine milletin birlik ve beraberliğine ithaf eden mesajlar.. MHP İl Başkanı Veysel Şahin’in ”Ben kürsüden konuşma yapmayacağım, onun yerine görevi teslim eden başkan Oktay Akıllı’nın 70 kusur yaşında zorla ayakta İstiklal marşını okumaya çalışan Annesinin elini öperek onunla fotoğraf çektiricem” demesi.. Yeni başkan Ceyhun Kınlı’nın Oktay Akıllı’dan görevi dualarla ve kucaklaşarak devralması.. Gibi gibi.. Bir sürü sayamayacağım detay davranış.
Her iki kongreyi kıyasladığınızda CHP’nin ”Halk” ibaresinden ne kadar çok uzaklaştığını açıkça görürken, neden Kılıçdaroğlu ve çevresindekilerin defalarca kaybettiğini de net olarak anlamış oluyorsunuz.
Yani işin özü CHP’nin acilen fabrika ayarlarına dönmesi gerekiyor. Aksi taktirde yukarıda yazdıklarımı oy kullanacak vatandaşlara ”parti içi demokrasi” palavrası ile anlatamazsınız.