Özellikle son on yılda sosyal medya kullanımına dair tartışmalar akılalmaz noktalara gelmiş durumda. Son yapılan araştırmalara göre dünyada 3,484 milyarı aşkın insan aktif olarak sosyal medya kullanıcısı. Bu sayı, dünyanın yüzde 45’ine denk geliyor. Tabi bu sayının artmasında akıllı telefonların etkisini yabana atmamak gerek.

”Popüler” ya da ”Ünlü” olmak kavramı belli bir alt yapı ve çabayı gerektirirken günümüzde bunun pek de bir anlamı kalmadı. Şöhret olmak eskiden ne kadar zorsa artık bir o kadar kolay. İlla televizyona çıkmanıza, gazetelerde adınızın geçmesine gerek yok. İlla domain satın alıp bir site kurmanıza da gerek yok. Nasılsa Sosyal Medya okuma ve araştırma kültürünü yok ettiği gibi iletişim dediğimiz toplumsal kültürün ana temeline çoktan bombayı yerleştirmiş durumda.

Önceleri Influencer dediğimiz kişiler Marketing olarak da bilinen pazarlama türünü de icra eden kişilere denirdi. Sosyal medyada büyük bir takipçi kitlesine sahip olan, bu takipçi kitlesini etkilemeyi başaran ve bu sayede de takipçilerinin satın alma kararlarını değiştirebilme kabiliyetine sahip olan bu kişilerin yansıttıkları yaşam kültürünün çivisi çoktan çıktı.

Ne yazık ki ciddi konular ya da ciddi yorumların alıcısı bayaa bir azaldı. Okumaya tahamülümüz olmadığı gibi dinlemeye de tahamülümüz kalmadı. İnsanların içinde var olan hayvani duyguları dürten, toplumsal hassasiyetleri kaşıyan videolar çekmeniz yeterli.

Sosyal medyaya ilişkin hukukî kurallar henüz yeterince gelişmedi. Uygar toplumun ahlâk ve nezaket kuralları sosyal medya alanına sirayet edemedi. Sosyal medya öyle bir hal aldı ki, kötü olmak, ahlaksız olmak her zaman avantajlı bir alan sundu. Ayrıca Sosyal medyada kötüyle kötü olup mücadele etmek de gerçek hayatta olduğundan çok daha zor. Bunu son birkaç yılda çok sayıda alçakça saldırıya maruz kalmış biri olarak en iyi bilenlerdenim.

Peki ne olacak..? Mevcut durum düzelecek mi..?

Bu konu hakkında kesin çözüm önerilerim olduğunu söyleyememem. Ancak hukukun gelişmesi, ister istemez benzer durumlara uygulanan kuralların buralara da sirayet etmesi şeklinde olacaktır. Başka bir deyişle, konvansiyonel medyada suç olan neyse, onlar herhalde sosyal medyada da suç olmalıdır. Gelgelelim bir toplumda hukukun sosyal ortamdan tamamen bağımsız olduğunu ve her probleme çözüm getirebileceğini sanmak da ayrıca bir yanlış. İstediğiniz hukukî düzenlemeleri yapın; ahlâk ve vicdan yoksunu tipler bu tür alçaklıkları sürdürmenin yeni yollarını bir şekilde bulacaktır.

Genel seçimler öncesi üstüne ciddi anlamda düşülen ”Sosyal Medya Mevzuatı” na dair kanun maddesi ne yazık ki hala rafta duruyor. Haliyle bu konuda ki hukuki boşluğun büyüklüğü yerel medyanın suyunu da çıkarmış durumda. Eline mikrofonu alan ( bir medya mensubu demiyorum) herhangi bir kişiye parayı bastırdınız mı sizin bayraktarlığınızı sosyal medyada güle oynaya yapıyor. Yalan yanlış olsa bile. Denetim yok, sorgu sual yok..

Dürüst olmak, ilkeli olmak, tarafsız kalabilmek sosyal medya sınırları içinde artık bir anlam ifade etmiyor.

Şu an ki sosyal medya takipçisi kardeşim, tüm bu yazdıklarıma ancak bir paragraf sabredecek. Gerisini okumuyacak ya da anlamak için çaba sarf etmeyecek. Bu onun kabahati değil. Bunu yaratan şu anda sonuçlarını ibretle izlediğimiz yoz sosyal medya kültürü. Sonraki yıllarda yaşayacak ya da göreceklerimiz konusunda olumlu şeyler söylemek ne yazık ki imkansız. Kültürünü, edebini, sınırlarını kaybeden bir toplumun bunları geri kazanması Mars’a insan göndermekten daha zor bir süreç olacaktır.

Open chat
Haber Ödemiş Hattına Hoşgeldiniz.. Lütfen iletinizi yazınız !