Site icon Bölgenin İlkeli ve Tarafsız Sesi

ADAY OLMANIN BASİRETİ

Kara para aklama, dolar basan güzellik merkezleri, fenomenler, depremler, ülkenin ortasında yakalanan uyuşturucu baronları, sahanın ortasında hakeme yumruk atan yöneticiler derken üzerinden geçtiğimiz bir yılı daha geride bırakıyoruz.

Bu kadar yoğun bir gündemin arasında vatandaşın umurunda dahi olmayan bir konu var ki o da ‘siyaset..’

Akşener İmamoğlu’na ne demiş, Tunç Soyer tekrar İzmir’e Başkan olacak mı, CHP tekrar HDP ile.. pardon yeni ismiyle DEM ile ittifak yapacak mı, Ak Parti İstanbul’da kimi aday gösterecek..? Tüm bu bahsedilenlerin şu an için toplumda bir karşılığı yok.

Herkes yılbaşında açıklanacak olan Asgari Ücret ne olacak, Emekli ne kadar zam alacak, yeni SGK bedelleri acıtacak mı..? Bunun derdinde.

Ben yine adet yerini bulsun diye yerel siyasetin nabzını sizlere aktarmaya çalışayım. Malum Ödemiş Belediye Başkanlığı konusunda CHP kanadında tam 8 aday adayı, Ak parti’de 5 aday adayı siyaset arenasında bizde varız dedi. Ve dip not olarak düşmek gerekirse bu 13 aday adayı arasında tek bir bayan olması gerçeten üzücü.

Neyse.. Tüm bu yaşanan gelişmelerin ardından tek bir isim hele ki tek bir bayan çoktan sahaya çıktı..

Demokrat Parti Adayı Dilek Dilek Acar Güleç.. Tam bir aydır geziyor, vatandaşların dertlerini dinliyor, çözüm önerilerini açıklıyor, elinde bulunan tüm iletişim yollarını kullanarak tam gaz yola devam ediyor.

Kendisi neredeyse yirmi yıldır arkadaşım ve aynı zamanda meslektaşım. Aday olmadan önce beni arayarak siyasi tecrübeme güvendiği için ”aday olmak istiyorum, ne dersin.?” diye sordu. Bende net olarak hem kişisel hem de siyaseten öğütülmeye hazırsan hiç düşünme ol dedim..

Peki öğütülmek derken neyi kast etmiştim..?

Ne yazık ki hem genel hem de bunun uzantısı olan yerel siyaset pürü pak olmayı, doğruları haykırmayı, fazlaca konuşmayı kaldırmıyor. Halbuki halk nedzinde asıl siyaset bunu gerektirirken seçilen yöneticilerin dünyasında bu bahsettiklerimizin yeri yok. Yani orda işler başka yürüyor.

Yani adam aday adayı olmuş, bu yola çıkmış fakat iki kelam bırakın proje anlatmayı kendi sıfatını anlatmaktan aciz. Eeee.. Madem er meydanına çıkıp hem kendin hem de partin adına sessiz kalacaksan tüm bu şovlara ne gerek var. Siyaset bir nevi iletişim sanatı. Ve bu sanatın piyasadaki karşılığı MEDYA..

Peki kardeşim aynı partinin aday adayları neden bir programda biraraya gelemiyor. Aynı davanın insanları değil misiniz..? Birbirinizden neden çekiniyorsunuz..?

Cevaplar.. ”biraraya gelirsek gerginlik çıkar”, ”Ben eski belediye başkanıyım, aday adaylarıyla yanyana olmam etik değil”, ”Aday adayı olarak ADAYI beklemek gerek”, ”Ben konuşursam yer yerinden oynar..”

Hey Allahım yaa..! Tutmayın küçük ENİŞTELERİ..

Daha şimdiden Başkanlarından ve yanıbaşında görev yapan arkadaşından çekinen sözüm ona Siyasi bir kişilik yarın görev yaparken onun bunun kuklası olmaktan öteye gidebilir mi..? Bu görev ciddi bir basiret gerektirmez mi..?

Bu yönden bakıldığın da hele ki aday adayı olan bir kişinin dışında bir aday gösterme yetkisi olan parti merkezi düşünüldüğünde tüm bu tantanaların hiç bir anlamı yok. Benim adayım bu de geç..

Ne yazık ki bizdeki siyasi kültür Napolyon dönemine ait olduğu için demokrasinin asıl nimetlerinden faydalanmak sandığa gitmenin dışında bir şey ifade etmiyor. Mart ayında yapılacak seçimler sonucunda ola ki Mehmet Eriş dönemi sona erdi, yerine gelecek yeni isim Ödemiş’i şaha mı kaldıracak sanıyorsunuz.. Geçin bunları..

Aynı tasla yıkandığımız sürece ne şaha kalkarız ne de amuda..

Exit mobile version