Türkiye’deki katalog suçlarla mücadeleye aykırı hareket ettiği gerekçesiyle önceki gün Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından erişime engellenen Instagram, istenilen kurallara uyana kadar kapalı kalacak.
Fakat bu durumun kullanıcılara nasıl yansıdığı ya da kullanıcıların nasıl tepki verdiği diğer sosyal medya platformlarından dikkatle izliyorum..
Fakat bu bağlamda net bir şey söylemem gerekirse maalesef vaziyet inanın son derece kötü..
İnsanlar bırakın günlerce sabretmeyi 48 saati görmeden deli gibi alternatif uygulamalar ve programlar yükleyerek İnstagram’ı açmaya çalıştılar.
Sosyal medya şirketlerinin iki yüzlü karakterlerini çok önceki yazılarımda defalarca değinmiştim. Özellikle bu şirketlerde görev almış kişilerin samimi itiraflarını Netflix’de 2020 yılında yayınlanmış olan ‘Sosyal İkilem’ belgeselinde izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Yapılan birçok değerlendirmeler sonucunda gelişen iletişim teknolojileri ve sosyal medya ortamlarının bilinçli kullanılmadığı takdirde bilhassa gençler üzerinde psikolojik ve sosyal anlamda çok farklı problemlere sebebiyet verdiği açıkça örnekleriyle vurgulanmış.
İnstagram çığırtkanlığı ve özgürlük naraları atanlara derim ki.. Zaten bu olgular elinizden çoktan alındı fakat siz farkında değilsiniz. Öncesinde kullandığım X (Twitter) hesaplarım askıya alındığı gibi İnstagram’da da yayınladığımız onlarca haber ya da içerik yayından kaldırıldı. Ama yine de ifade özgürlüğümüzün elimizden alındığını iddia etmedim.
Instagram, her ne kadar iletişim sunan bir şirket olarak bilinse de, tam bir reklam şirketidir.
Sosyal medya şirketleri kullanıcılara reklam sunma karşılığında ücretsiz iletişim hizmeti sunarlar. Bu şirketler özel şirketlerdir. Örneğin, Instagram’ın içerik kurallarını onaylamayan kullanıcılar platforma üye olamaz. Ancak, kullanıcıların onaylamadığı içerik politikalarının Instagram’a hiçbir maliyetinin olmadığı düşünülemez. Kullanıcılar sosyal medya platformlarında hesap açmadıklarında şirket iflas riskiyle karşı karşıya kalır. Bu durumda, Instagram’ın ticari davranışları üzerinde bir düzenleme gerçekleşmiş olur. Ancak, bu düzenleme tüketicilerin tercihleri aracılığıyla uygulanır. Instagram platformunda içerikleri silinen veya sansürlenen kullanıcılar Facebook, X ve TikTok gibi diğer sosyal medya platformlarında hesap açarak düşüncelerini ifade edebilir. Ancak piyasadaki bütün sosyal medya şirketlerinin paylaştığımız içerikleri yayınlamadığı bir durumda bile ifade özgürlüğümüzün olmadığını iddia edemeyiz. Çünkü şirketler olmasa da ifade özgürlüğü hakkımız mevcuttur.
İfade özgürlüğü, bireylerin serbest bir şekilde bilgilere, haberlere ulaşabilmesi ve bunları çeşitli yol ve yöntemlerle, başka bir birey veya devlet tarafından engellenmeden başkalarına aktarabilmesidir. Bireylerin kendilerini ifade etmeleri için, başkalarının onlara araç sağlama yükümlülüğü yoktur. Bunun sebebi, ifade özgürlüğün negatif özgürlük olmasıdır. Hükümetlerin veya şirketlerin bireylere ifade özgürlüğünü sağlamak için araç sağlama yükümlülüğü yoktur. Tıpkı bir gazetenin herhangi bir kişiye bir köşe yazısı yazma imkânı vermekle yükümlü olmadığı gibi.
Birçok kişi, sosyal medya platformlarında ifadelerinin şirket tarafından sınırlandırıldığında veya hesaplarının askıya alındığında ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini düşünür. Ancak, sosyal medya platformları, içerik kurallarını (evet yanlı bile olsa) kendileri belirleme hakkına sahiptir. Bu nedenle sosyal medya şirketlerinin kullanıcıların içeriklerini sınırlaması, ifade özgürlüğü ihlali olarak değerlendirilemez. Kullanıcılar, Instagram’ın içerik kurallarını yanlı buluyorlarsa ve ifadelerinin sansürlenmesini istemiyorlarsa tepki olarak Instagram hesabını silebilir. Ancak hükümetin Instagram’ın sansür politikasını doğru bulmadığı için platforma erişim engeli getirmesi ifade özgürlüğünü ihlal eder. İfade özgürlüğü sınırsız (mutlak) bir niteliğe sahip değildir. Hükümetler sosyal medya platformlarındaki içeriklere sınırlamalar getirebilir. Çünkü, sosyal medya platformlarındaki içeriklerin gerçek hayata etkisi vardır. Platform üzerinde paylaşılan içeriklerde kişilerin hak ve özgürlükleri zarar görebilir. Dahası, ülkelerin ulusal güvenlikleri tehlikeye girebilir. Ancak bu sınırlamalar açık ve mevcut bir suça yönelik olmalıdır. İfade özgürlüğünü koruma gerekçesiyle ifade özgürlüğüne sınırlamalar getirebilir.
İfade özgürlüğü ve sosyal medya konusunda kafalar karışık. Birçok kişi Instagram’ın kapatılma gerekçesinin İsrail tarafından şehit edilen Haniye’nin görüntülerinin sansürlenmesi olduğunu düşünüp bu karara karşı çıkan kişilere “Hükümet ifade özgürlüğümüze sahip çıktığı için Instagram’ı kapattı”, “Türkiye ifade özgürlüğümüzü kısıtlayan şirketlere meydan okuyor” diyerek akıl tutulması yaşadı ve erişimi kapattığı için hükümete teşekkür etti. Bazıları ise Facebook ve X gibi şirketlerin de Instagram gibi sansür uyguladığını ve onların da kapatılması gerektiğini savundu. İşin ironik ve acı tarafı bu düşüncelerini kapatılmasını istedikleri platformlarından yayınlamaları oldu. Diğer bir ironi ise, ABD’nin Tiktok’u yakın bir zamanda kapatmasına ses çıkarmayanların, Batı ülkelerindeki ifade özgürlüğü ihlallerini görmeyenlerin, İsrail’in Gazze’de binlerce masum insanı katletmesine ses çıkarmayanların Instagram’da paylaşım yapamayınca deliye dönmeleri. Bu durum düpedüz ikiyüzlülük.
İnstagram’a girememek sizin psikolojinizi bozmuş olabilir. Fakat her zaman sorgulamamız gereken bu psikolojik vakaya nasıl dönüştüğümüz sorusuna cevap aramamızdır.